Promt
Promt
"Tren" gibi belirli bir ana temanın seçilmesi, sanatın soyutluğuna ve çeşitliliğine rağmen belirli bir bağlamda somut bir anlam yaratır. Bu, izleyicinin görsellerin ne hakkında olduğunu kolayca anlamasını sağlar ve dikkatini daha çok estetik ve teknik detaylara yönlendirir. Ana temanın tren olması, eserlerin belirli bir hikaye veya duygu ekseninde birleşmesini sağlar. Bu sayede sanatçılar, bu tema etrafında çalışırken, izleyicilerin temaya dair daha derinlemesine düşünmelerini ve inceleme yapmalarını teşvik eder.
"Tren" temasının altında çalışarak, görsel sanatlarda kullanılan farklı teknikler ve stiller arasındaki farklar çok daha belirgin hale gelir. Bu, farklı sanatçılar veya farklı dijital sanat tarzlarında, aynı nesne veya temanın nasıl çeşitli şekillerde ele alındığını gözler önüne serer.
Örneğin:
Sanatçı Tarzları:
Farklı sanatçıların tren teması üzerindeki etkisi, tarihsel sanat akımlarını ve bireysel yorumları daha iyi gösterir. Bir Leonardo da Vinci tren çizimi, gerçekçiliği ve anatomiye olan dikkatini vurgularken, Vincent van Gogh’un tarzı, trenin hareketliliğini ve renklerin gücünü farklı bir biçimde yansıtabilir. Bu, izleyiciye sanatçının perspektifinden ne kadar farklı bir tren algısı yaratılabileceğini gösterir.
Dijital Sanat ve Teknolojik Tarzlar:
Dijital sanat ve teknoloji bazlı stiller, trenin çağdaş, modern bir versiyonunu sunarken, aynı zamanda teknolojinin ve estetiğin nasıl evrildiğini gösterir. Cyberpunk veya steampunk gibi kategoriler, trenin futuristik ya da geçmişe ait farklı zaman dilimlerine ait olarak ele alınmasını sağlar, bu da görselin hikayesini ve atmosferini değiştirir.
Sanat Modifikasyonları:
Fotoğrafçılıkta kullanılan modifikasyonlar (bokeh, tilt-shift, sinematik fotoğrafçılık gibi) ile trenin görseli çok daha estetik bir hale getirilebilir. Örneğin, fotogerçekçi bir tren görüntüsü, doğrudan gerçeğe yakın detaylarla birlikte sunulabilirken, sinematik bir modifikasyonla trenin hareketi, dramatik bir şekilde vurgulanabilir.
Renk Paleti ve Aydınlatma Modifikasyonları:
"Tren" gibi belirli bir temanın farklı renk paletleriyle işlenmesi, çok farklı duygular ve atmosferler yaratabilir. Pastel renkler, trenin sakin bir yolculuk hissiyatını verebilirken, neon renkler daha dinamik ve modern bir atmosfer yaratabilir. Ayrıca, farklı ışıklandırma modifikasyonları (gün batımı, altın saat ışığı veya neon ışıklar gibi) trenin görseline eklenen atmosferi bambaşka yönlere taşıyabilir.
Kompozisyon ve Perspektif:
Kompozisyon ve perspektif seçimleri, trenin izleyiciye nasıl sunulduğunu belirler. Örneğin, bir trenin kuş bakışı görünümü, genellikle geniş bir alan ve yolculuğun başlangıcını simgelerken, bir yakın çekim ise trenin detaylarını ön plana çıkarır. Aynı ana temada farklı perspektifler, izleyicinin trenle olan ilişkisini farklı açılardan keşfetmesine olanak tanır.
Bir ana tema olarak "tren" seçilmesi, sanatçının ve izleyicinin farklı kategorilerdeki teknik ve stilistik farkları keşfetmesine olanak tanır. Tren, bir bağlam olarak birbirinden çok farklı teknik ve estetik yaklaşımlar için bir zemin hazırlar. Bu, aynı tema etrafında yaratılan sanat eserlerinde birbirinden farklı duygular, atmosferler ve yorumlarla izleyicinin gözünü açar. Sonuç olarak, görsel sanatın geniş yelpazesinde farklı stiller ve teknikler arasındaki farklar, tren gibi belirgin bir ana tema altında çok daha net bir şekilde gözlemlenebilir.
Metinden görsel üretimi, kullanıcıların metin tanımlarından görseller oluşturmasına olanak tanıyan bir tür üretici derin öğrenme teknolojisidir. Bu teknoloji, OpenAI'nin DALL-E ve CLIP modelinin yayımlanmasıyla büyük ilgi görmüştür. CLIP, Web’den alınan büyük miktarda metin ve görüntü çiftiyle eğitilmiş bir model olup, bu model, yüksek kaliteli görsellerin üretilmesini yönlendiren metin-görüntü üretim sistemlerinde kullanılabilir. O zamandan sonra, görüntü üretimi için birçok yeni yaklaşım ve mimari geliştirilmiş olup bunlardan biri difüzyon modelleridir. Bu yaklaşımlar genellikle Web’den elde edilen eğitim verileriyle eğitilen, dil ve görüntü tekniklerini kullanan makine öğrenimi modelleriyle çalışır. Bu sistemler, metni bir görüntü sentezi için giriş olarak kullanır ve bu giriş "prompt" olarak adlandırılır. Prompt, sisteme görseli tanımlar ve ardından sistem, ek bir girdi olmadan bir veya daha fazla görsel üretir.
Girdi isteklerini oluşturma pratiği "prompt mühendisliği" olarak adlandırılır. Bu terim, ilk kez OpenAI'nin GPT-3 dil modeline yazılı metin girişleri hazırlamak amacıyla ortaya çıkmıştır. Prompt mühendisliği, çevrimiçi bir topluluk içinde gelişmiş bir kavram olup, sanatçılar, yaratıcı profesyoneller ve amatörler tarafından kullanılmaktadır. Bu toplulukta, prompt mühendisliğini uygulayan herkes kendini "promptçu" ya da "yapay zeka sanatçısı" olarak tanımlamayabilir. Prompt mühendisliğinin mühendislik boyutu, genellikle deneme-yanılma yoluyla sistematik bir şekilde yapılan deneyleri içerir. Bu mühendislerin karşılaştığı zorluk, yalnızca doğru terimleri bulmak değil, aynı zamanda başkalarının görsel çıktılarını nasıl tanımlayacaklarını ve buna nasıl tepki vereceklerini tahmin etmektir.
Yapay zeka sanatı, prompt mühendisliğinin popüler bir uygulamasıdır. Bu alanda bir çevrimiçi topluluk oluşmuş ve çeşitli platformlarda görseller ve istekler paylaşılmaktadır. Bu toplulukta, prompt yazma için belirli uygulamalar ve şablonlar geliştirilmiştir. Genellikle promptlar şu şablonu takip eder:
[Ortam] [Konu] [Sanatçı(lar)] [Detaylar] [Görüntü Depolama Desteği]
Prompt mühendisliğinde, prompta eklenen ve çıktıyı etkileyen terimler "prompt değiştiriciler" olarak adlandırılır. Bu değiştiriciler, ortaya çıkan görüntüyü belirli bir şekilde etkilemek için eklenir ve genellikle görsellerin stilini veya kalitesini değiştiren anahtar kelimeler içerir. Örneğin, "artstation’da trend", "unreal engine", "CGSociety", "8k" gibi ifadeler, görüntü kalitesini artırmaya yönelik değiştiricilerdir. Stil değiştiricileri ise, görselin stilini etkileyebilir, örneğin "yağlı boya", "sürrealizm tarzında" veya "James Gurney tarafından" gibi ifadelerle bir sanat tarzı belirtilir.
İnsan-bilgisayar etkileşimi (HCI) alanında, metinden-görüntü sentezi için yapılan araştırmalar henüz erken aşamalarda olsa da, tasarım yönergeleri ve deneyler, daha iyi görsel sonuçlar elde edilmesini amaçlamaktadır. Bu araştırmalar, yapay zeka sanatını daha verimli hale getirecek önemli bilgiler sunmaktadır.
Disco Diffusion gibi modeller, CLIP-Guided Diffusion tekniğini kullanarak metin girdilerinden sanatsal görseller üretmektedir. Bu model, bir görüntüdeki rastgele gürültüyü kademeli olarak kaldırarak net bir görüntü oluşturur. CLIP modeli, oluşturulan görseli verilen prompt ile karşılaştırarak süreci yönlendirir. Bu süreç, her iterasyonda (örneğin 250 adımda) görselin netleşmesini sağlar, böylece verilen prompta en uygun görsel elde edilir. Bu, yapay zeka destekli sanat üretiminde promptların ne kadar belirleyici bir rol oynadığını ortaya koymaktadır.
Yapay zeka sanatının gücü, doğru ve etkili bir şekilde hazırlanmış promptlarla açığa çıkar. Prompt mühendisliği, bu sanatın önemli bir parçasıdır ve görsel yaratım sürecinde sanatçının ve uygulayıcıların daha fazla kontrol sahibi olmalarını sağlar. Bu teknoloji, sanatın daha önce keşfedilmemiş boyutlarını ortaya çıkaran ve farklı yaratıcı profesyonellere imkanlar sunan bir araç olarak hızla büyümektedir.
Promptların Öğrenilmesi Gereken Bir Becerisi Olarak Görülmesi; Araştırmalar, prompt yazmanın yeni bir beceri olduğunu ve öğrenilmesi gerektiğini göstermektedir. Katılımcılar, genel sanat bilgisine sahip olmalarına rağmen, yapay zeka tarafından üretilen görsellerin tarzını ve kalitesini etkileyebilecek özel modifikatörleri kullanmada zorluk yaşamışlardır. Bu durum, yapay zeka ile sanat üretiminin, AI modellerinin "dilini" öğrenerek kazanılabilecek belirli bir uzmanlık gerektirdiğini ortaya koymaktadır. Yapay zeka, sanatçılara yaratıcı süreçlerinde yardımcı olmak için güçlü bir araç sunar, ancak bu süreçteki en iyi sonuçlar, prompt yazma diline hakim olmayı gerektirir.
Prompt Modifikatörlerinin Önemi; Prompt modifikatörlerinin kullanımı, yapay zeka ile sanat üretiminde çok önemlidir. Örneğin, "Yağlıboya", "Sürrealizm tarzında" veya "James Gurney'nin tarzında" gibi ifadeler, üretilecek görselin belirli bir sanat tekniğiyle veya sanat akımıyla uyumlu olmasını sağlar. Bu modifikatörler, üretilecek sanat eserinin stilini ve estetik kalitesini kontrol etmeye yardımcı olur. Ancak, bu anahtar kelimeler genellikle yeni başlayanlar için sezgisel değildir ve bu da prompt yazma konusunda uzmanlaşmak için özel eğitim almanın gerekliliğini vurgular. Başarılı bir şekilde prompt yazabilmek, sanatçının sanatsal süreci doğru bir şekilde yönlendirebilmesi için kritik bir beceri haline gelmektedir (Oppenlaender, Linder, & Silvennoinen, 2023).
İnsan ve Yapay Zeka Ortak Yaratıcılığı Üzerindeki Etkiler; Prompt yazma, özellikle dijital görsel sanatlar bağlamında insan-bilgisayar ortak yaratım sürecinin temel bir unsuru olarak öne çıkmaktadır. Yapay zeka modelleri geliştikçe, sanatçıların yaratıcı süreci yönlendirme rolü, istenilen sanatsal sonuçları elde etmek için kritik olmaya devam edecektir. Bu, yapay zeka ile sanat üretiminin doğasında bulunan işbirlikçi yapıyı vurgulamaktadır. İnsanlar ve yapay zeka arasındaki bu etkileşim, hem geleneksel sanat anlayışını dönüştürme hem de yeni yaratıcı ifade biçimleri oluşturma potansiyeline sahiptir (Oppenlaender, Linder, & Silvennoinen, 2023)..
Bu bulgular, prompt yazma becerisinin AI tarafından üretilen görsel sanatlarda yaratıcı süreci nasıl etkilediğini anlamanızı destekleyecek ve prompt yazma becerisinin etkili ve amaçlı sanat üretimi için ne kadar önemli olduğunu vurgulayacaktır.